Sosyal Medya

Güncel

Türkiye’de başörtüsü yasağı: Nasıl başladı, nasıl çözüldü?

Kimine göre siyasal bir simge, kimine göre de dini bir zorunluluk olan başörtüsü yasağı, Türkiye'nin onlarca yıl tartıştığı sorunlardan biriydi.



Türkiye’de baÅŸörtüsü yasağının en fazla maÄŸduriyet ve tartışma yarattığı yer üniversiteler oldu. Bir dönem baÅŸları örtülü olduÄŸu için birçok öÄŸrenci yüksek öÄŸrenim hakkını kullanamadı. Yasaklarla ilgili uygulamalar, 1990'ların ikinci yarısındaki 28 Åžubat süreciyle zirveye çıktı. Muhafazakar AK Parti hükümetinin iktidara gelmesi de, yasağın hemen kalkması sonucunu getiremedi. Hatta, 2007'de AKP'nin CumhurbaÅŸkanı adayı Abdullah Gül'ün eÅŸinin baÅŸörtülü olması, askerlerin "e-muhtıra" olarak bilinen 27 Nisan bildirisini yayınlamalarının baÅŸlıca sebepleri arasındaydı. Adalet ve Kalkınma Partisi, baÅŸörtüsü yasağını kaldıran genelgeyi iktidarlarının 11. yılında yayınladı.

 

Sorunun temeli

 

1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla hazırlanan ilk anayasada resmi olarak bir baÅŸörtüsü yasağı getirmiyordu, ancak resmi kurumlarda baÅŸörtüsü ile çalışan da yoktu. BaÅŸörtüsünün tartışılmaya baÅŸlanması, 1960'lı yılların ilk yarısında baÅŸörtülü üniversite öÄŸrencilerinin sayısının artmasıyla oldu.

 

BaÅŸörtüsü yasağında iki ana kırılma noktası var: 1980 askeri darbesi ile 28 Åžubat süreci olarak da bilinen askerin 1997 yılındaki siyasete dolaylı müdahalesi. 

 

12 Eylül 1980 Darbesi

 

Darbe sonrasında çıkarılan ve yaklaşık 31 yıldır yürürlükte kalan 'kamuda kılık kıyafet yönetmeliÄŸi' nedeniyle kadınlar kamu kurumlarında baÅŸörtüleriyle çalışamadı. Milli Güvenlik 

Konseyi'nin oluÅŸturduÄŸu Bakanlar Kurulu tarafından 'Kamu Kurum ve KuruluÅŸlarında Çalışan Personelin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik'in 5. maddesine göre, kamuda kadınların baÅŸlarının daima açık olması gerekiyordu. Aynı yıl, hem Milli EÄŸitim Bakanlığı hem de Yüksek ÖÄŸretim Kurulu da benzer bir genelge yayımladı.

 

28 Åžubat süreci

 

Askerin dolaylı yoldan siyasete müdahale ettiÄŸi '28 Åžubat süreci', kamuda baÅŸörtüsü yasağının zirveye çıktığı dönem oldu. 1997 yılında yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında "irtica" öncelikli tehdit olarak kabul edildi. Ä°rticayla mücadelede yapılması gerekenler, 18 maddede toplandı ve aslında tavsiye niteliÄŸinde olması gereken kararlar, hayata geçirildi. Listenin en etkin bir ÅŸekilde uygulanan maddesi baÅŸörtülülere karşı kamu kurumlarında yaptırımlar içeren madde oldu.

 

O dönemde, baÅŸörtüsü yasağı, zamanın Ä°stanbul Üniversitesi Rektörü’nün baÅŸörtüsünü yasaklayan 23 Åžubat 1998 tarihli genelgesiyle baÅŸladı. Bu tarihte üniversitelerde eÄŸitim gören baÅŸörtülü öÄŸrenci sayısı binlerle ifade edilmekteydi. Bu öÄŸrenciler okula geldiklerinde güvenlik ekipleriyle karşı karşıya kaldılar ve "ikna odalarında" baÅŸlarını açmaya zorlandılar. Açmayanlar hakkında davalar açıldı. ÖÄŸrencilerin önünde iki seçenek vardı; ya baÅŸlarını açarak yüksek öÄŸrenime devam edecek ya da açmayarak üniversiteye veda edeceklerdi. Kimi evlerine döndü. Kimi, istemeyerek de olsa baÅŸlarını açarak ya da peruk, bere vs. yöntemlere baÅŸvurarak okullarına devam ettiler. Kimi de maddi imkanlar bulup yurtdışında okudular.

 

Meclis'teki ilk baÅŸörtüsü denemesi

 

28 Åžubat döneminde askerin müdahalesiyle iktidardan uzaklaÅŸtırılan Refah Partisi, Anayasa Mahkemesi tarafından "irticai faaliyetlerin odağı olmak" suçlamasıyla kapatılınca, yola Fazilet Partisi olarak devam etti. 1999'daki Seçimde ilk baÅŸörtülü milletvekili Fazilet Partisi'nden çıktı. Ancak Merve Kavakçı'nın TBMM'ye giriÅŸi yeni bir baÅŸörtüsü krizini doÄŸurdu. Dönemin baÅŸbakanı Bülent Ecevit, Kavakçı'nın Meclis'e baÅŸörtülü gelerek devlete meydan okuduÄŸunu söyledi ve engel olunmasını istedi. Kavakçı yemin edemedi. ABD vatandaÅŸlığını Türk makamlarına bildirmediÄŸi gerekçesiyle vatandaÅŸlıktan çıkarıldı.    

 

Yasağın kalkışı

 

2002 yılındaki seçimlerde AK Parti'nin iktidara gelmesiyle, baÅŸörtüsü yasağında ani bir deÄŸiÅŸim olmadı. BaÅŸörtüsü, hâlâ hassas bir tartışmaydı. Uygulamada bazı yumuÅŸamalar olsa da, yasal düzenleme yapılmadı. Yüksek mahkemelerin verdiÄŸi kararlar da, yasağın kaldırılmasına engel oldu. 2007'de YÖK baÅŸkanlığındaki deÄŸiÅŸimle, üniversitelere baÅŸörtülü öÄŸrencilerin girmesinin önü açıldı. YÖK baÅŸkanının rektörlüklere gönderdiÄŸi talimatla yasak uygulamada kalktı. 

 

DemokratikleÅŸme paketi

 

Kamu personeli için baÅŸörtüsü yasağının kalkması ise BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın 1 Ekim 2013'te açıkladığı demokratikleÅŸme paketi ile oldu. Kılık kıyafet yönetmeliÄŸinin 5. maddesinde yapılan deÄŸiÅŸiklikle kısıtlayıcı hükümler kaldırıldı.

 

Askerler, emniyet mensupları, hakimler ve savcılar bu düzenlemenin dışında tutuldu. Avukatların, barolar tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde baÅŸörtüsü takamayacaklarına 

ilişkin uygulamalar ise, mahkeme kararları ile aşıldı.

 

Meclis'te çözüm

 

Kamudaki baÅŸörtüsü yasağının kaldırılmasından kısa bir süre sonra, sorun Meclis'te de çözüldü. Hac dönüÅŸü, baÅŸörtülerini çıkarmayacaklarını açıklayan 4 AKP milletvekili, 31 Ekim 2013'teki Meclis Genel Kurulu çalışmalarına baÅŸörtülü olarak katıldı. AK Parti Konya Milletvekili Gülay Samancı, Denizli Milletvekili Nurcan Dalbudak, KahramanmaraÅŸ Milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar ve Mardin Milletvekili Gönül Bekin Åžahkulubey'in katıldığı oturum herhangi bir gerginlik yaÅŸanmadan tamamlandı.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.